Ülkemizin güneyinde düzenlenen bir ödül töreninde konuşan TBMM Başkanı, İsrail'in Filistin ve Lübnan'daki eylemlerini kınadı. Başkan, bu eylemlerin soykırım niteliğinde olduğunu belirterek, uluslararası camianın sessiz kalmasının kabul edilemez olduğunu vurguladı. Konuşmasının büyük bir bölümünde, tarihsel paralellikler çizerek, geçmişte yaşanan olaylarla günümüzdeki durum arasında benzerlikler kurdu ve İsrail'in uzun süredir devam eden işgallerine dikkat çekti. Osmanlı döneminden günümüze uzanan olaylar zinciri ele alındı ve bu olayların günümüzdeki sonuçlarına değinildi. Ayrıca, terör örgütlerinin desteklenmesinin arkasındaki gerçek sebeplerin açıklanması gerektiği vurgulandı. Bu durumun, bölgedeki istikrarsızlığı ve çatışmaları körüklediği belirtildi. Konuşmanın önemli bir bölümünü Filistin meselesi oluşturdu. Konuşmacı, Filistin davasının Türkiye için milli bir dava olduğunu ve bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceklerini ifade etti. Gazze'deki insanlık dışı durumun altını çizen konuşmacı, uluslararası camianın bu duruma kayıtsız kalmamasını istedi.

İsrail'in BM Üyeliği Tartışması

TBMM Başkanı, İsrail'in Birleşmiş Milletler üyeliğinin askıya alınması gerektiğini savundu. Bu çağrı, İsrail'in Birleşmiş Milletler kararlarını sürekli olarak görmezden gelmesine ve uluslararası hukuka aykırı eylemlerine tepki olarak yapıldı. Güney Afrika'daki Apartheid rejimine uygulanan yaptırımlar örnek gösterildi. Konuşmacı, İsrail'in uluslararası hukuku çiğnemesi ve Birleşmiş Milletler kararlarını uygulamaması durumunda, benzer bir yaptırımın uygulanması gerektiğini söyledi. İsrail'in işgal politikalarının ve insan hakları ihlallerinin devam etmesi durumunda, bu tür sert önlemlerin hayati önem taşıdığı görüşü savunuldu. Uluslararası camianın, İsrail'i uluslararası hukuka uymaya zorlaması için baskı yapması gerektiği vurgulandı. Bu durumun, bölgesel barış ve istikrarın sağlanması açısından büyük önem taşıdığına dikkat çekildi. Konuşmacı, Türkiye'nin bu konudaki kararlılığını ve mücadelesini bir kez daha dile getirdi.

Türkiye'nin Bölgesel Rolü

TBMM Başkanı, Türkiye'nin bölgesel barış ve istikrar için aktif rol oynamaya devam edeceğini belirtti. Türkiye'nin, Filistin davasına verdiği desteğin ve bölgedeki diğer ülkelerle iş birliğinin önemini vurguladı. Türkiye'nin, bölgedeki çatışmaların sona ermesi ve kalıcı bir barışın sağlanması için çaba göstermeye devam edeceği belirtildi. Türkiye'nin, Afrika kıtasında da çeşitli sorunlara çözüm bulmak için çalıştığını ve Boko Haram gibi terör örgütleriyle mücadeleye destek verdiğini söyledi. Türkiye Yüzyılı vizyonuyla, bölgede barış ve işbirliğine öncülük etmeyi hedeflediğini vurguladı. Türkiye'nin, uluslararası platformlarda da Filistin halkının haklarını savunmaya ve sesini duyurmaya devam edeceği ifade edildi. Bu konudaki kararlılığını göstermek amacıyla, Çanakkale Savaşı'ndaki mücadele ile günümüzdeki mücadeleyi karşılaştırarak benzerlikler kurdu.

Milli Birlik ve Dayanışma Çağrısı

TBMM Başkanı, konuşmasının sonunda milli birlik ve dayanışma çağrısında bulundu. Türkiye'nin iç barışını ve birliğini koruyarak, bölgesel sorunlara çözüm bulmak için daha güçlü bir şekilde çalışabileceğini vurguladı. 85 milyonluk nüfusun birlik ve beraberliği içinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğine daha güvenle bakabileceğini belirtti. Türkiye'nin iç sorunlarını bir kenara bırakarak, bölgedeki barış ve istikrar için daha etkin bir rol oynayabileceği fikrini dile getirdi. Türkiye'nin, uluslararası alanda da söz sahibi ve etkili bir güç olarak konumlanmasının önemini vurguladı. Bölgesel ve uluslararası düzeydeki sorunların üstesinden gelmenin, milli birlik ve dayanışma ile mümkün olacağını ifade ederek konuşmasını sonlandırdı. Güçlü ve birleşik bir Türkiye'nin, Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaşabileceğini söyledi.