Güneybatı Anadolu'daki bir şehirde Sivil Toplum Kuruluşları (STK) temsilcileriyle bir araya gelen TBMM Başkanı, ülkenin kendi eksenini güçlendirdiğini ve bu bağlamda her şehrin potansiyelini artırması gerektiğini vurguladı. Toplantıda, şehrin tarımından tarihi mirasına, üniversitelerine kadar önemli potansiyelleri ele alındı. STK'ların halkın sesini siyasete güçlü bir şekilde yansıtmasının önemi vurgulandı. Toplantıya katılanlar, Türkiye'nin bölgesel ve küresel gelişmelere karşı hazırlıklı olması gerektiğini ve güçlü bir duruş sergilemesi gerektiğini dile getirdiler. Ayrıca, sivil toplumun etkin rol almasıyla ülke kalkınmasının hızlanacağına dair bir görüş birliği oluştu.

Güçlü Bir Türkiye İçin Birlik ve Beraberlik

Bir asır önceki manipülasyonların bugün de devam ettiğini belirten TBMM Başkanı, Osmanlı Devleti'nin parçalanma sürecinde kullanılan yöntemlerin benzerlerinin günümüzde de terör örgütleri üzerinden uygulandığını söyledi. Emperyalist güçlerin terör örgütlerine verdiği destek açıkça görülebiliyor. Bu örgütlerin yıkılması için büyük güçlerin desteğinin kesilmesi gerektiği vurgulandı. Afrika'da yaşanan olaylar örnek gösterildi ve Boko Haram gibi örgütlerin arkasındaki güçlerin hedeflerinin, ülkeler arası ihtilaflar çıkartarak karışıklığa yol açmak olduğu belirtildi. Bu oyunun bozulması için Türkiye'nin güçlü ve kararlı olması gerektiği ifade edildi. Türkiye'nin 40 yıldır terörle mücadele ettiğini hatırlatan konuşmacı, terörün tamamen ortadan kaldırılması için milletimizin birlik ve beraberliğine ihtiyaç olduğunun altını çizdi. Farklı görüşlere rağmen, 85 milyonun tek yürek olması gerektiği, Türk'ün, Kürt'ün, Alevi'nin ve Sünni'nin birlikte Türkiye'yi oluşturduğunun altı çizildi.

Ekonomi ve Teknoloji Alanındaki Atılımlar

Türkiye'nin ekonomik gücünü daha da ileriye taşımak için özel sektörün önünün açılmasının önemi vurgulandı. Ülkenin dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olduğunu ancak bunun yeterli olmadığını belirten TBMM Başkanı, Türkiye ekonomisinin daha da güçlendirilmesi için devlet kurumlarının kolaylaştırıcı rol üstlenmesi gerektiğini söyledi. İHA ve SİHA'lardaki başarılara dikkat çeken konuşmacı, Türkiye'nin bu alanda dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer aldığını ifade etti. TUSAŞ'taki son olaylara rağmen çalışanların gösterdiği azim ve kararlılık örnek olarak gösterildi. Ülkenin genç ve yetenekli mühendis kadrosuna sahip olduğu, milli savunma sanayisindeki başarıların yüksek teknolojilerin diğer alanlara da yayılacağı belirtildi. Bu gelişmelerin Türkiye'nin tarihi bir fırsatın eşiğinde olduğunu gösterdiği kaydedildi.

Yeni Dünya Düzeninde Türkiye'nin Rolü

Dünyanın çok kutuplu bir yapıya doğru evrildiğini söyleyen TBMM Başkanı, ABD'nin Afganistan'dan çekilmesinin küresel güç dengesinde yeni bir dönemin başlangıcını simgelediğini belirtti. Artık tek bir gücün değil, birden fazla gücün etkili olduğu bir dünya düzeninde, Türkiye'nin hem bölgesinde hem de dünyada etkili bir oyuncu olması gerektiği ifade edildi. Ülkenin, Doğu ve Batı, zengin ve gelişmekte olan ülkeler, Müslüman dünyası ve diğer tüm coğrafyalarla dengeli ilişkiler kurması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin kendi eksenini güçlendirerek milli menfaatlerine uygun dış politikayı daha etkili şekilde uygulayacağına dair görüşünü paylaştı. Bölgesel sorunların çözümü için normalleşme süreçlerine öncelik verileceğini, Türkiye'nin güçlü olmasının tek tek şehirlerin gücünden geçtiğini ve şehirlerin potansiyellerinin en iyi şekilde kullanılması gerektiğini vurguladı. Rusya, Avrupa Birliği, Latin Amerika gibi bölgelerle olan ilişkilerin de geliştirilmesi gerektiği vurgulandı. Berlin duvarının yıkılmasıyla yaşanan gelişmelere paralel olarak, küresel güç dengesindeki değişimlerin Türkiye için fırsatlar sunduğu aktarıldı.