TBMM Başkanı, ülkenin büyük bir coğrafyada birlik ve beraberlik içerisinde varlığını sürdürdüğünü ve bunu kıyamete kadar devam ettireceğini vurguladı. Konuşmacı, ülkenin güven ve istikrar içinde varlığını koruduğunu, bu büyük coğrafyanın birlik ve beraberliğinin merkezi olduğunu belirtti. Bu görüşler, önemli bir akademik yıl açılış töreni ve ödül töreninde dile getirildi. Konuşmacı, törende bulunan herkese memnuniyetini dile getirerek, etkinliğin önemini vurguladı. Ülkenin geleceği için güçlü bir tarih şuuruna sahip olunması gerektiğini ve gençlerin bu konuda aktif rol alması gerektiğinin altını çizdi.
Mehmet Akif Ersoy'un Mirası
Konuşmacı, Mehmet Akif Ersoy'un büyük bir şair, edebiyat ustası ve milli mücadelenin öncülerinden biri olduğunu belirtti. Ersoy'un şiirleri, vaazları ve konferanslarıyla halkı milli mücadeleye davet ettiğini ve milli birlik ve beraberliğin önemini vurguladığını aktardı. Ersoy'un istiklal fikrinin bağımsızlık ve hürriyetten oluştuğunu, bunların birbirini tamamlayan unsurlar olduğunu ifade etti. Milli şairin tarih şuuruna da değinen konuşmacı, maziden ders çıkararak geleceği şekillendirmenin önemini vurguladı. Ersoy'un toplumsal vazife şuuru konusundaki görüşlerini de hatırlatarak, ortak hedefler doğrultusunda sorumluluk duygusuyla hareket etmenin gerekliliğini dile getirdi.
Geçmişin Tekrarı ve Günümüzün Mücadelesi
Geçmişte yaşanan olayların günümüzle benzerliklerini vurgulayan konuşmacı, emperyalist güçlerin sadece isim değiştirerek coğrafyaya geldiğini ve yeni oyunlar kurguladığını belirtti. Gazze'deki durumu örnek gösteren konuşmacı, İsrail'in saldırganlığını ve bu saldırılara destek veren ülkeleri eleştirdi. Osmanlı döneminde yaşanan olaylarla günümüzü karşılaştıran konuşmacı, o dönemde olduğu gibi bugün de terör örgütlerinin kullanıldığını ve bu örgütlerin aslında bölgeyi parçalamak isteyen güçler tarafından desteklendiğini ifade etti. Filistin meselesinin milli bir mesele olduğunu ve bu konuda mücadeleye devam edileceğini yineledi. Afrika'daki Boko Haram gibi örgütleri de örnek göstererek, bu örgütlerin bölgedeki istikrarsızlığı artırmak için kullanıldığını belirtti. Bu örgütlerin destekçilerinin, bölge halklarını sevdikleri için değil, tam aksine, bölgeyi istikrarsızlaştırmak için destek verdiklerini vurguladı.
Birlik ve Beraberlik İçin Çağrı
Konuşmacı, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı'nı hatırlatarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda gösterilen direnci ve mücadeleyi örnek gösterdi. Türkiye Yüzyılı vizyonuyla, ülkenin her alanda atılımlar yaparak bölgesel barış ve istikrara katkıda bulunacağını belirtti. Güney Afrika'daki Apartheid rejiminin BM üyeliğinin askıya alınması örneğini vererek, İsrail'in BM üyeliğinin de benzer şekilde askıya alınması gerektiğini savundu. Ülkenin içerideki kültürel ve etnik farklılıkları bir kenara bırakıp, 85 milyonun birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Bölgedeki işbirliğini artırmanın önemine değinen konuşmacı, zorlukların üstesinden gelmenin ve birlik içinde mücadele etmenin önemini bir kez daha vurguladı. Safahat kitabının da hediye edildiği törende, konuşmacı Mehmet Doğan'ı rahmetle andı.